Türkiye son yılların en yüksek gıda fiyat artışını yaşarken özellikle hububat ve bakliyat fiyatları el yakıyor. Son verilere göre, gıda fiyatlarındaki artış enflasyonun yüksek çıkmasının en önemli nedenleri arasında sayılıyor. Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, fiyat yükselmesinin nedenleri arasında küresel ısınmanın yanı sıra doğru bir tarım politikasının geliştirilememesi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Fiyatları düşürmenin yegâne yolu tarımsal üretimi arttırmaktır” dedi.
Merkez Bankası’nın geçtiğimiz günlerde açıkladığı “Ağustos Ayı Fiyat Gelişmeleri” raporuna göre, gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 0.09 ile beklentilerin üzerinde arttı. Gıda fiyatlarının aylık enflasyona katkısının 22 baz puan olduğu belirtilirken Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre de, yıllık gıda enflasyonu yüzde 14.44’e yükselerek Kasım 2010’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Gıda sektörünün önde gelen şirketlerinden olan Sezon Pirinç’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, gıdadaki aşırı fiyat yükselmesinin temel nedeninin Türkiye’de ve dünyada küresel ısınma sebebiyle üretimde yaşanan sıkıntılar olduğunu dile getirdi. Parite bazında bakıldığında gerçekte gıda fiyatlarının 2000’li yıllardan bu yana zaten artmakta olduğuna dikkat çeken Mehmet Erdoğan, “Sonuç olarak gıda fiyatlarının yükselmesi için zaten bir zemin mevcuttu. Küresel ısınma, nüfus artışı, mısırdan etanol üretimi gibi nedenlerle tüm dünyada tarımsal ürün fiyatlarında artış yaşanmaktadır” dedi. Mehmet Erdoğan, Türkiye’de tarımsal arazilerin parçalı yapısının verim kaybına yol açmasının tarımsal üretimin arttırılmasını engellediğine de dikkat çekti.
Çölleşme başladı
Özellikle bu yıl Türkiye’de kuraklığın çok ciddi şekilde kendisini gösterdiğini söyleyen Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı, “Konya Havzası gibi bazı bölgelerde çölleşme eğilimi başlamıştır ve buna bağlı olarak buğday benzeri ürünlerde üretim kayıpları yaşanmıştır. Bu da fiyatların artmasında itici bir güç olmuştur” şeklinde aktardı.
Fiyatlarda artışın önüne geçmenin yolunun kesinlikle tarımsal üretimi maksimize etmeye çalışmak ve Türkiye’nin tüm potansiyelini kullanmaktan geçtiğinin altını çizen Erdoğan şöyle devam etti: “Bunu sağlamak için de sektör oyuncularının birbirini suçlamak yerine işbirliği içerisinde çalışarak Türkiye’nin toplam tarımsal potansiyelini nasıl kullanacağını değerlendirmesi gerekmektedir. Politikaları tespit etmeli ve sonuç almak için siyasi otoriteye yol gösterip gerekirse baskı yapmalıdır. Fiyatları düşürmenin yegâne yolu tarımsal üretimi arttırmaktır.”
2100 yılına doğru tehlike çanları çalıyor
Sorunun sadece Türkiye’de değil küresel ölçekte yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “Aslında yürütülen tüm projeksiyonlarda 2050 yılına kadar dünyanın önemli bir kesiminde gıda üretiminde ciddi verim kayıpları yaşanması bekleniyor” dedi. 2100 yılına doğru dünyanın tamamında ciddi verim kayıpları yaşanacağı ve gereken önlemler alınmazsa önemli bir gıda krizi yaşanabileceği yönünde endişelerini dile getiren Mehmet Erdoğan, “Orta ve uzun vadede gıda fiyatlarının artması kaçınılmazdır. İklim değişiklikleri ve aşırı sıcaklar nedeniyle gıda üretiminin kuzeye, şu anda soğuk olan bölgelere kayacağı öngörülüyor” ifadelerini kullandı.