11 ayın sultanı Ramazan, bu yıl da kapıya dayandı. Oruç tutmak isteyenler 28 Haziran’dan itibaren gündüzleri yemek yemeyecek. Yazın en sıcak ayına denk gelen 2014 Ramazanı’nda tüm gün bir şey yemeden durmak ise oldukça güç hale gelecek. Bu güçlüğü hafifletmenin yolu ise doğru beslenmek.
Transmed Klinik’ten uzman diyetisyen ve fitoterapist Deniz Göncay, doğru beslenme ile Ramazan’da hem kolay oruç tutmak, hem de kilo almamak için yapılması gerekenleri açıkladı.
Havaların ısınmasıyla birlikte içimiz kıpır kıpır olmaya başlamışken, Müslümanların nefis kontrolünü deneyimlediği Ramazan Ayı geldi, çattı. Sıcak havada, uzun bir zaman diliminde oruç tutmakta zorlananlar ise bu ibadeti kolaylaştırmanın yollarını arıyor.
Oruç tutmanın sağlık problemi olmayan her Müslüman’a farz olduğunun bilindiğini belirten Transmed Klinik’ten uzman diyetisyen ve fitoterapist Deniz Göncay, bu nedenle herhangi bir sağlık problemi olanların mutlaka hekim kontrolünde olması gerektiğini söyledi.
Oruç tutanların sıcak yaz günlerinde uzun süreli açlık ve susuzluk ile karşı karşıya kaldığını hatırlatan Göncay, “İbadetler vücudumuzu arındırmak için vardır. Dini açıdan oruç tutmak; arınmak ve nefsimize hâkim olmayı gerektiyorsa öğünlerimizde de aynı şekilde sadece bu süreci rahat ve sağlıklı geçirmeyi hedef almamız gerekmektedir. Bu ay ile birlikte beslenme alışkanlıklarımız değişse de maalesef vücudumuzun ihtiyaçları aynı kalmaktadır” dedi.
Sahura geç kalkın, yumurta tüketin
Günlük öğün sayısının 2’ye düştüğü Ramazan’da, normal zamanlardaki gibi besin çeşitliliğinin yanı sıra porsiyon kontrolünü önemsememiz gerektiğini dile getiren Deniz Göncay, iftar sonrası fiziksel aktivite önerdi. Hafif yürüyüşler ile duygusal kaynaklı açlığın seratonin salınımını artırarak önlemesinin önemine değinen Göncay, sahurda da tok ve zinde tutacak yiyecekler tüketilmesini tavsiye etti.
Tokluk hissi sağlayan leptin hormonunun salınımını engellememek için sahuru mümkün olan en geç saate bırakmak gerektiğinin altını çizen Göncay, bunun gün içerisinde açlık sinyallerinin beyne gitmesini engellediğini ve doğru tercihleri içeren sağlıklı bir sahurun da gündüz kan şekerinin düşmesi olasılığını ortadan kaldırdığını ifade etti.
“Sahur zamanını erken kahvaltı gibi düşünebilirsiniz” diyen Göncay ağır, yağlı, boş kalori içeriği olan ve basit karbonhidrat içeren gıdalardan kaçınılması gerektiğini belirtti.
Öğünlerde işlenmiş et ürünleri ve zeytin gibi tuzlu gıdalardan sahurda uzak durulması gerektiğini vurgulayan Göncay, bu gıdaların iftarda tüketilebileceğini kaydetti.
1 adet yumurtanın 36 saat tok tutucu etkisi olduğunu söyleyen Göncay, Mutlaka her sahurda 1 adet tüketilmesi gerekmektedir. Bunun dışında süt ve süt ürünleri, tam tahıl içeriği olan buğdaylar ve ceviz badem çam fıstığı gibi doygunluk süresini arttıracak gıdalar tercih edilmelidir. Kahvaltılık yerine ana yemek tüketilecekse bulgur, kinoa gibi kompleks karbonhidratlar (birleşik şekerler), beyaz et veya kırmızı et içeriği olan sebze yemekleri, bitkisel protein ve lif içeren mide boşalım hızını yavaşlatan baklagiller, çorba olarak nohut, mercimek veya maş fasulyesi eklenmiş, yağı azaltılmış çorbaları önerebiliriz. Bu öğünde sıcak içecek olarak doygunluk hissini 2-4 saat kadar uzatan yeşil çay veya rezene tercih edilebilir” diye konuştu.
Sahurda örnek beslenme planı:
1 adet haşlanmış yumurta veya 1 tam yumurtadan sahanda yumurta, omlet veya menemen
1-2 Tam tahıllı ekmek veya 3-4 kaşık sade yulaf veya pişmiş kinoa veya tam buğday unundan sebzeli muska börek veya 1 dilim ekmek büyüklüğünde esmer undan pide
1-2 adet ceviz içi veya avuç içi kadar badem veya 1 çorba kaşığı çam fıstığı
2 adet mürdüm veya 1 tatlı kaşığı şeker ilavesiz gerçek bal
Şeker ilavesiz yeşil çay veya rezene çayı
1 porsiyon light beyaz peynir veya kekik ilaveli mozzarella veya 1 küçük kutu prebiyotik yoğurt veya 1 bardak light süt gibi ürünleri dâhil ederek tokluk hissi arttırılabilir.
İftarda etsiz sebze, ızgara, haşlama, buğlama
Bir bardak su ve 2 adet hurma veya mürdüm eriği ile oruç açmayı öneren Transmed Klinik’ten uzman diyetisyen ve fitoterapist Deniz Göncay, iftar yemeğine ilişkin şunları söyledi: “4-5 dakika bekledikten sonra 1 dilim esmer ekmek ve peynir içeren mini kahvaltı; ya da kuru baklagil içeren sıcak veya soğuk çorba sonrasında, 1 saat ara vererek akşam yemeğine geçilmelidir. İftarda bir yerlere davetliyseniz mayonez yerine yoğurt içerikli seçenekler ve porsiyon kontrolü ile öğününüzü dengelenebilir. Yarım saat sonra ana yemek olarak etsiz sebze yemeği veya ızgara, haşlama, buğulama veya fırınlama yöntemi ile pişirilmiş kırmızı veya beyaz et veya 8 kaşık baklagil yemeği yanına light yoğurt, light yoğurttan yapılmış cacık veya ayran ile birlikte bulgur, kinoa, tam buğday makarna veya 1 dilim esmer ekmek ve mevsim yeşillikleri ile tamamlanabilir. Hazımsızlık ve gaz şişkinlik gibi sindirim sistemi şikayetlerinizi azaltmak için fesleğen, dereotu ve frenk kimyonunu pişmiş veya çiğ seçeneklerinize eklenebilir. Akşam yemeğinden 1 saat sonra meyve ve süt ürünlerinden oluşan küçük bir ara öğün tercih edebilirsiniz. Şerbetli tatlılar yerine haftada 2 defa ramazan ayının vazgeçilmezi güllaç veya 2 top dondurma tercih edilebilir. İftardan sahura kadar sık sık su tüketmeye özen göstermelisiniz.”