Ana Sayfa » Sağlık » Obezite ve Kanser Arasındaki 11 Bağlantı

Obezite ve Kanser Arasındaki 11 Bağlantı

Çoğu kişi, obezitenin ve aşırı kilonun tip 2 diyabet, kalp rahatsızlığı, hipertansiyon ve yüksek kolesterol gibi bazı sağlık koşullarının riskini artırdığını biliyor ancak kanser gelişimindeki riskin arttığının farkında değiller. Obezite ile kanser arasındaki bağlar tam olarak bilinmemekle birlikte, çalışmalarda şu ana kadar obezite ve kanser arasında 11 bağlantı bulundu.

Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl tahmini 121 bin 700 yeni kanser vakası aşırı kilo ile ilgili. Tüm kanser ölümlerinin yüzde 15-20’si fazla kiloya bağlı.

11 KANSER ÇEŞİDİ OBEZİTEYLE BAĞLANTILI

BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Merkezi kurucusu Prof. Dr. Halil Coşkun’un verdiği bilgiye göre; kadınlarda menopoz sonrası meme kanseri, kolon kanseri (kalın barsak kanseri), boğaz kanseri, rahim kanseri, böbrek kanseri, pankreas kanseri obeziteyle bağıntılı kanser tipleri.

Karaciğer, böbrek, mide kanserleri, safra kesesi kanseri, yumurtalık kanseri, lenf kanseri ve http://sexhatlari.link omurilik kanseri obezitenin yakalanma riskini artırdığı kanser tipleri.

ATALARIMIZ İÇİN YAĞ GEREKLİYDİ…

Prof. Dr. Halil Coşkun, obezitenin kansere nasıl neden olduğu konusunda şu bilgileri verdi:

“Aşırı kaloriyi yağ olarak depolamanın bir zamanlar yararlı bir uygulama olduğunun akılda tutulması önemlidir, bu nedenle atalarımız yiyecek bulmak zor olduğunda hayatta kalabilirlerdi. Ancak şimdi, yüksek kalorili gıdaların hazır bulunduğu bir ortamda yaşıyoruz, bu nedenle uzun süren açlık durumlarıyla karşı karşıya kalmıyoruz. Bunun yerine, fazla kalori ve yağ depolanması riskiyle karşı karşıyayız.

Birisi obeziteden etkilenirse, bu doku fizyolojik değişiklikler geçirerek normal şekilde çalışmamasına neden olur. Bu işlev bozukluğu kanser gelişiminde ve ilerlemesinde önemli bir rol oynamaktadır.

KİLO VER KANSERDEN KORUN

Kanser, vücudun herhangi bir yerinde gerçekleşebilecek kontrolsüz büyüme hücrelerinden kaynaklanan bir hastalıktır. Obezite sıklıkla artan insülin (metabolizmayı http://sexhatlari.top düzenleyen bir hormondur) ve insülin benzeri büyüme faktörü-1 hormonunun (hücre büyümesini arttıran ve hücre ölümünü yavaşlatan bir hormondur) kandaki seviyesiyle ilişkilidir ve bu hormonlar hücrelerin büyümesine ve potansiyelinin aşırı uyarılmasına neden olabilir. Bu da kanser hücrelerini ortaya çıkarır.

Yağ hücreleri, hücre büyümesini uyaran veya baskılayan hormonlar üretir. Daha zayıf bireylere kıyasla şişman kişilerde yağ hücresi boyutunda ve miktarında bir artış vardır. Şişmanlık döneminde, yağ hücreleri hücre büyümesini uyaran daha fazla leptin ve hücre çoğalmasını yavaşlatan daha az adinopektin üretir. Bu hormonların hepsi, kanser hücresi oluşumu riskini arttırırlar (tüm kanser türleri için).

OKU ➤  Çağın Vebası Obeziteden Kurtulmanın 5 Yolu

Obezitede ekstra yağ dokusunda bağışıklık hücrelerinin sayısı artmaktadır. Bu bağışıklık hücreleri, artan kanser riski ile ilişkili olan kronik iltihaplanma hali ile sonuçlanabilecek iltihaplı maddeleri salgılarlar.

Menopozdan sonra, bir kadının yumurtalıkları östrojen üretmeyi durdurur ve birincil östrojen kaynağı kadının vücut yağıdır. Menopoz sonrası yıllarda vücut yağ oranı yüksek olan bir kadının yüksek östrojen seviyesine sahip olması beklenir. Aşırı östrojen, menopoz sonrası meme kanseri ve rahim kanseri riski artışı ile ilişkilidir.

Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü (AICR), göğüs kanserlerinin yüzde 38’inden, kolon ve rektum kanserlerinin yüzde 50’sinden, boğaz kanserlerinin yüzde 69’undan, böbrek kanserlerinin yüzde 24’ünden ve pankreas kanserlerinin yüzde 19’undan insanlar kendilerini sağlıklı bir şekilde kilo vererek koruyabilir.”

Obezite ve Kanser Arasındaki 11 Bağlantı

KANSERİ ÖNLEMEK İÇİN 10 ÖNERİ

Öte yandan, kanser riskini azaltabilecek yaşam tarzı değişiklikleri konusunda halkı eğitmek için AICR ve Dünya Kanser Araştırma Fonu, “Gıda, Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Kanser Önleme: Küresel Bir Perspektif” başlıklı bir rapor yayınlamak için işbirliği yaptı. Bu raporda, ünlü bilim adamları binlerce bilimsel çalışmayı gözden geçirdi ve kanseri önlemek için 10 öneri geliştirdi. Prof. Dr. Halil Coşkun, bu öneriler hakkında şu bilgileri verdi:

1-SAĞLIKLI BİR KİLODA OLUN VE BEL ÇEVRENİZİ KORUYUN

18.5-25 kg /m2 arasında sağlıklı Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hedefleyin. Fazla yağın vücutta depolandığı yer kanser riskini etkiler. Göbek etrafındaki fazla yağ ya da “karın içi yağ”, kolon, pankreas, rahim ve menepoz sonrası meme kanseri gibi bazı kanser riskini artırır. Aynı zamanda kalp rahatsızlığı ve tip 2 diyabet riskini de artıracaktır. Bel çevresi, kadınlarda 80 cm, erkekler için 94 cm üstünde olmamalıdır.

2-FİZİKSEL AKTİVİTEYİ ARTIRIN

Daha az hareketli bir yaşam tarzı izlemenin kolay olduğu bir ortamda yaşıyoruz. Televizyon izlemek, bilgisayarda çalışmak, işe gitmek gibi. Fiziksel hareketsizlik çok sayıda zararlı etkiye sahiptir. Kolon ve meme kanseri, tip 2 diyabet, kalp krizi ve inme riskini arttırır. Herhangi bir fiziksel aktivite, yukarıda sayılanların herhangi birinden daha iyidir, bu nedenle yavaş başlayın ve her gün 30 dakikalık ılımlı bir fiziksel aktivite (kalp atış hızınızı arttıran ve nefesinizi zorlaştıran herhangi bir egzersiz) hedefi haline getirin. Fiziksel aktivite aynı zamanda sağlıklı kilo vermenize yardımcı olur.

OKU ➤  Obezitenin Adı Değişiyor

3-ŞEKER KATKILI İÇECEKLERDEN KAÇININ

Şekerle şekerlendirilmiş içeceklere örnek sodalı içecekler, tatlandırılmış hazır kahveler ve tatlı çaydan oluşan içeceklerdir. Bu tür içeceklerin kullanımı kolaydır ve günlük toplam kalori alımımızı arttırmayı kolaylaştırırlar. Hiçbir besin değeri olmayan, yüksek karbonhidrat içeriğine sahiplerdir. Sağlıklı bir alternatif su veya sıfır kalorili içecekler, örneğin şekersiz çaylar uzmanlar tarafından önerilir.

Yediğimiz yiyeceklerin kalori içeriğine bakmak, sağlıklı bir kilo elde etmemize ve korumamıza yardımcı olabilir. Bu tür içeceklerin her yudumunda yüksek miktarda kalori bulunur. Bu gıda maddeleri genellikle işlenir ve daha fazla yağ veya rafine edilmiş karbonhidrat içerir.

4-BİTKİ BAZLI DİYET YAPIN

Meyve, sebze, tahıl, fıstık ve baklagiller içeren bitki temelli bir diyet yemenin birkaç yararı vardır. Bu diyet, bağırsaklar için sağlıklıdır ve yediğiniz gıdaları sindirme kabiliyetinizi geliştiren yüksek bir lif içeriğine sahiptir. Lif, kilo yönetimine yardımcı olur. Bitki temelli bir diyet, vücudunuza doğal formda vitaminler ve mineraller de sağlar. Aynı zamanda meyve ve sebzelerde bulunan antioksidanlar (hücre hasarını geciktiren ve önleyen moleküller) vücut hücrelerinin kansere neden olan maddelerden korunmasına yardımcı olur. Amaç tabağın üçte ikisini mümkün olduğunca bitki temelli gıda maddeleri ile doldurmaktır.

5-KIRMIZI ETİ SINIRLANDIRIN, İŞLENMİŞ ETTEN OLABİLDİĞİNCE KAÇININ

Kırmızı et (yani sığır ve kuzu eti) ile kolon ve rektal kanserler arasında kuvvetli bir bağ vardır. Kırmızı ete renk veren demir, kolonun üstündeki hücrelere zarar verebilir. Kırmızı eti haftada 500 gr kadar yemek güvenli. Ancak alınan her 50 gr için (bu sınırın üstünde) kanser riski yüzde 15 artacaktır. Tuzlanmış ve tütsülenmiş etler kanser riskini artırır. Bu yüzden uzmanlar, işlenmiş etten uzak durmanızı önerir.

6-ALKOL TÜKETİMİNİN SINIRLANDIRILMASI

Araştırmalar, alkolün erkeklerde ağız, boğaz, ses teli, göğüs kanseri ve kolon veya rektal kanser gibi çeşitli kanser risklerini artırabildiğini göstermiştir. Alkolün kadınlar için günde bir içki ile erkekler için günde iki içkiyle sınırlı olması önerilir.

OKU ➤  Obezite yürüyüş karakterini de bozuyor

Alkol alımını sınırlamak kilo kontrolüne de yardımcı olabilir.

7-TUZ TÜKETİMİNİ SINIRLAYIN

Yüksek tuz tüketimi, mide ve boğaz kanseri riskinde artışa neden olmuştur. İşlenmiş et, özellikle tuzlanmış et yüksek bir tuz içeriğine sahiptir. Tahıl, pizza, cips, konserve çorba, dondurulmuş yemekler ve erişte gibi diğer işlenmiş yiyecekler tuz alımını günde önerilen 2 bin 400 mg’dan (yaklaşık 1 tatlı kaşığı) yukarı çıkarabilir.

Ne kadar tuz yeter?

Alımı günde 2 bin 300 mg’ın altına düşürün ve 51+ yaşındaki yetişkinler için günlük bin 500 mg alımını daha da azaltın.

8-DOĞAL BESİNLER YERİNE TAKVİYELERİ KULLANMAKTAN KAÇININ

Takviye maddeleri vücudunuzu kansere karşı korumak için kullanılmamalıdır. İhtiyaç duyduğumuz besin maddelerini doğal biçimde almak en iyisidir. Ayrıca çok yüksek miktarda vitamin ve mineral takviyelerinin artmış kanser riski ile ilişkili olduğunu akılda tutmak önemlidir. Aşağıdaki gruplar için besin takviyeleri önerilir: Doğurganlık çağındaki kadınlar, hamile ve emziren kadınlar, 6 ay ve 5 yaş arasındaki çocuklar, yaşlılar ve obezite ameliyatı geçirmiş hastalar.

9-EMZİRMEK YENİ ANNELERE YARDIMCI OLABİLİR

Emzirmek anne ve bebek sağlığı açısından iyidir. Anneyi, vücuttaki kanser üreten hormonları azaltarak meme kanserine karşı korur ve aşırı kilo veya obeziteden etkilenmesini önler.

10-KANSERDEN KURTULANLAR TÜM YÖNERGELERİ TAKİP ETMELİDİR

AICR, kanser hastalarının bu makalede belirtilen dokuz kanser önleme stratejisini izlemelerini öneriyor.

Genel kanser riskimiz yaşamımız boyunca yaşam tarzımızdan etkilenir. Kanser önlemeye başlamak için asla erken veya geç değildir ve en önemlisi, günümüzde sürdürülebilir küçük günlük değişiklikler yaparak yaşam boyu kanser riskini azaltabiliriz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir