Son dönemin en gözde eğilimlerinden yemek; açılan yemek kursları, yeni çıkan birçok yemek kitabı derken sosyal medyada da en çok paylaşılan konulardan biri haline geldi.
Hayattaki en büyük tutkusu yemek olan genç bir avukat kendi elleri ile pişirdiği ve dünyanın dört bir yanında yaptığı gezilerde bizzat yediği, çoğunluğu instagram fotoğraflarından oluşan kareleri yemek ve fotoğraf severler ile paylaşıyor.
Oldukça esprili ve özgün bir bakış açısı ile yorumlanan fotoğrafların sahibi Can Gafuroğlu, Galerici’nin şımarık oğlu değil, ancak bir iltimas geçilmesi durumu da söz konusu olabilir. TED Ankara Koleji’nde okur gibi yapıp top peşinde koşar, milli takımdayken “top peşinde koşanın aklı olmaz” denir, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girer. Kendisine sporcu bursu verilir, o da alır. Fakülteyi çok sever, o kadar ki bazı dersleri birkaç sefer daha alır; güzelce okur. New York, Fordham Law School’da yüksek lisansının bir bölümünü burslu olarak tamamlar. Yurda döner. Zeynep Ökmen’i nüfusuna alır. Ali G. dünyaya gelir. Hayatının tüm bu evrelerinde giderek artan tutkusu, annesi ve anneannesinin yemeklerine olan ilgisinden her akşam mutfağında oluşturduğu lezzetlere, yemek uğruna çıktığı keşiflere dönüşür ve bir noktada bu tutkuyu fotoğraflamaya başlar.
Kendi dünyasının şefi Can Gafuroğlu “Biz 80’ler çocuklarının hepsi bilgisayar mühendisi oldu; iş yerinde AMIGA oynayacaklarını düşünerek. Sonra hepimiz avukat olduk, hem de “uluslararası” çapta ya da “deniz hukuku” sularında; şüphesiz. Şimdi sıra geldi aşçılığa.
Hepimiz gurme, biraz kitap karıştıranı eleştirmen, az beceriklisi de gönüllerin ya da evinin şefi oldu. Hepimiz inciluz, hepimiz ceymi olivırız. Ben de. Hem de Voltran’ım. Babam He-Man. Elimin – gözümün değdiği bunlardır; ziyadesiyle yediğim içtiğim benim olsun sana gördüğümü anlatayım.” Diyor. Ve bizi 27 Nisan – 12 Mayıs tarihleri arasında Galeri Selvin’de sergilenecek “Elimin Değdiği, Gözümün Değdiği” isimli yemek fotoğrafları sergisine davet ediyor.