Besin Alerjisine, bütün dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde oldukça sık rastlanıyor. Amerika’da yaklaşık 15 milyon kişi besin alerjisi yaşıyor, hayatı tehdit eden besin alerjisi oranı ise 18 yaşın altında, yaklaşık her 13 çocukta bir görülüyor. D vitamini eksikliği özellikle besin alerji riskini arttırıyor.
Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony besin alerjilerinin, bağışıklık sisteminin normal şartlarda zararsız olan bir besin maddesini, yanlışlıkla zararlı olarak algılaması ve aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durum olduğunu belirtiyor. Amerika’da besin alerjileri ile ilgili yapılan çalışmaların değerlendirildiği CDC (Centers for Disease Control) raporuna göre verilerin şu şekilde aktarıldığını söylüyor. Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony; “Yapılan değerlendirme raporuna göre besin alerjileri, görülme sıklığı artan bir halk sağlığı problemidir. Çocuklardaki besin alerjisi oranı yaklaşık olarak % 8’dir ve son dönemlerde besin alerjileri eskiye nazaran %18 artmıştır. Besin alerjileri erkek çocuklarda kız çocuklarına göre daha çok görülmektedir. Her türlü besinin gıda alerjisi yapma potansiyeli vardır, fakat en sık besin alerjisi yapma potansiyeli olan gıdalar, süt, yumurta, buğday, soya, fıstık, fındık, balık ve deniz ürünleridir. Eskiye nazaran besin alerjilerinin geçme suresi de uzamış durumdadır. Yine de süt, yumurta, soya ve buğday alerjileri, geçme potansiyelinde iken fıstık, fındık, balık ve deniz ürünlerinin alerjileri ömür boyu devam etme potansiyeline sahiptir. Besin alerjilerine bağlı anafilaksi geçirme riski ise %50 artmıştır. Besin alerjisi olan çocuklarda diğer organları tutan alerjik hastalık riski 2-4 kat artmıştır(astım gibi.) Besin alerjileri sadece deriyi tutmaz başta mide ve bağırsak sistemi olmak üzere birçok organı tutabilir. Örneğin mide ve bağırsak sistemini tuttuğunda ishal, kabızlık, dışkıda kan olması, bağırsaklarda kanama, iştahsızlık, reflü, büyüme geriliği gibi… Solunum sistemini tuttuğunda da, burunda tıkanıklık, kaşıntı, hapşırma, akıntı ve yine akciğerlerde öksürük, hırıltı, nefes darlığına giden astıma neden olabilir. Besin alerjilerinde doğru tanı çok önemlidir. Çünkü tedavide dokunan gıdanın diyetten çıkarılması gerekmektedir. Tanıda deri testlerinin ve kan tetkiklerinin önemi büyüktür ve yaş sınırlaması yoktur. Yeni doğan bebeğe bile yapılabilir” dedi.
Özellikle D Vitamini Eksikliği Besin Alerji Riskini Arttırıyor
Çocuk sağlığı alanında önemli çalışmaların yayınlandığı Journal of Pediatrics de, besin alerjileri için özellikle D vitaminin önemine vurgu yapıldığını belirten Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, çalışmalardan elde edilen sonuçları şöyle özetliyor. “İki yaşın altındaki çocuklarda D vitamini eksikliği, besin alerjisi geliştirme riskini artırıyor. Çocuklarda besin alerjilerine bağlı görülen atomik dermatiti vakalarındaki; dermatiti şiddetinin, düşük D vitaminin seviyesi ile ilişkili olduğu belirtiliyor. D Vitamini seviyesinin çok düşük olduğu tüm çocuklarda, birden fazla besine karşı alerji geliştirme riski artıyor. D Vitamini düşüklüğünün özellikle süt ve buğday alerjileri için risk oluşturduğu bildiriliyor” dedi. Ayrıca Antony; besin alerjisi olan çocuklarda D vitamini seviyesine mutlaka bakılması ve eksikliğin tedavi edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.