Ana Sayfa » Gurmeler » Et Tüketirken Yanlış Alışkanlıklarınızdan Vazgeçin
Et tüketirken yanlış alışkanlıklarınızdan vazgeçin

Et Tüketirken Yanlış Alışkanlıklarınızdan Vazgeçin

Et Tüketirken Yanlış Alışkanlıklarınızdan Vazgeçin

Son dönemlerde adını daha sık duymaya başladığımız Japonya menşeili Kobe etini bizlerle tanıştıran Türkiye’nin ilk steakhouse restoranı Beeves Steakhouse, et konusunun özellikle bugünlerde daha da yaygın hale gelen popülerlik üzerinden değil, özen ve ciddiyetle ele alınması gereken bir konu olduğuna inanıyor. Etin iddialı adreslerinden Beeves imzasının mimarı Sidar Budak’la hem Kobe etinin farkını hem de sürdürdüğü besicilik faaliyetleriyle restoranlarında kullandığı yerli etin incelikle hazırlanış hikayesini konuştuk.

Et Tüketirken Yanlış Alışkanlıklarınızdan Vazgeçin

Kobe Etine Yakın Mercek

Kobe etinin detaylarını sorduğum Sidar beyin anlatıklarına göre, Japon sığırı anlamına gelen “wagyu”ların özel şartlarda yetiştirilen ırklarından elde edilen ete Kobe eti deniyor. Şehirden uzak ve şehre özgü hiçbir unsurun yer almadığı (trafik, kalabalık vb.) alanlarda yetiştirilen sığırlardan elde edilen et, doğal olarak stressiz lokum gibi bir tada sahip oluyor. Az hareket etmeleri sağlanarak vücutlarında kas ve sinir yapısının çok gelişmemesine dikkat edilen wagyu sığırlarının özel masajlar ve belirli aralıklarla içirilen arpa sularıyla özel bir beslenme menüleri de bulunuyor. Bu özel tadı ilk kez ülkemize getiren Beeves’in başarılı işletmecisi Sidar Budak, et konusundaki mükemmeliyetçiliğini tüm restoranlarında kullandığı etleri kendi çiftliğinde yetiştirdiği hayvanlardan temin ederek de ortaya koyuyor.

Et tüketirken yanlış alışkanlıklarınızdan vazgeçin

Kırmızı Eti İyi Tanımak Lazım

Kırmızı etin gastronomideki yeri son zamanlarda ünlü şeflerle harmanlanıp daha popüler bir yerden hizalansa da, iyi bir kırmızı et üreticisi olmak için tecrübesi uzun yıllara dayanan mesai gerekiyor. Beeves’i ziyaret ederek kurucusu Sidar Budak’la tanışınca bu tecrübenin ne anlama geldiğini engin bilgi birikimini dinlediğimde bir kez daha anladım. Kırmızı eti tüketmeden önce, hayvanın doğru bölümlerinden doğru eti seçmekten tutun da, eti pişirirken baharatlamanın yanlışlığına kadar, kırmızı etle ilgili birçok önemli detayı siz de mutlaka aklınızda tutun derim. Budak, öncelikle yön gösterecek ve sattığı eti tanıyan, bilinçli bir kasabınızın olması gerektiğinin altını çiziyor. Tencere yemeği yapacaksanız ya da fırında pişireceğiniz bir et tarifiyle yola çıkıyorsanız farklı ve tercih ettiğiniz pişirme yöntemine uygun bir et almanız doğru olacaktır.

Et Tüketirken Yanlış Alışkanlıklarınızdan Vazgeçin

• Baharatlar şüphesiz hazırlayacağınız yemeğe lezzet katan güzel bir dokunuştur. Fakat özellikle kırmızı et hazırlarken baskın baharatlar kullanmak etin tadını baskılayıp baharat tadını öne çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Hatta profesyonel birçok şef, “etinize güvenmiyorsanız kötü tadını ya da kokusunu bastırmak için baharata başvurursunuz” der, haksız da sayılmazlar.
• Kırmızı et satın alırken eti dövdürmek yanlış bir yöntem. Çünkü dövülen etin vitamin, mineral ve protein değerleri dövülmemiş etten daha azdır. Eti dövdürmek yerine ince şekilde doğramak daha uygun bir yöntem.
• Eti stoklayarak tüketmek de çok doğru bir yöntem değil. Tüketeceğiniz kadar miktarı taze taze almanız her zaman daha lezzetli et tüketmenizi sağlar.
• Eti fazla pişmiş tercih etmek çok önerilmez. Nedenine gelince, fazla pişen et, suyunu ve doğal olarak faydalı bileşenlerini kaybeder. Unutmamak gerekir ki, lezzetli ve sağlıklı bir et yemek için etinizi orta derecede pişirerek tüketmelisiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir