Çorba deyince bir kase sıcacık lezzet gelir akla… Türkiye yöreden yöreye değişen yüzlerce çorba çeşidiyle oldukça zengin bir mutfak olma özelliğini taşıyor. Geleneksel tadıyla çorbalar mevsim ne olursa olsun yüzlerce yıldır soframızdan eksik olmuyor.
“Mutlu Mutfaklar” fikri ile yola çıkan ve mutlu sofraların en zorlu bulaşıklarını temizleyenFairy, “Türkiye’nin Köfteleri” ve “Türkiye’nin Pilavları” kitabının ardından, leziz yemek tarifleri ve mutfak sırlarını tüketicilerle paylaşmaya devam ediyor. Fairy bu kezAraştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara ile birlikte; özgün isimleri, hikâyeleri, sunumları ve lezzetleriyle 7 bölgeden toplam 55 çorba tarifini “Türkiye’nin Çorbaları” kitabında derledi.
Çorbalarımız; mideye dost, bedene kuvvettir. Hastaya şifa, çocuğa mama, yolcuya tatlı bir moladır. Sofraların baş tacıdır bir kase çorba… Türk mutfağında çorbanın öğün vakti yoktur. Sabahları kahvaltı niyetine, erken kahvaltı yapılmışsa kuşluk vaktinde, öğle yemeğinde, akşam yemeğinde ya da ne zaman acıkırsak çorbaya mutlaka yer vardır. İştah açmak, mideyi arkadan gelen yemeklere hazırlamak için harika bir başlangıçtır. Pişirmesi kolay ve hızlıdır ve de sağlıklı bir yemektir çorba…
Tüm çorbaların atası başta “Tarhana” olmak üzere buğdaylı, nohutlu, mercimekli, yoğurtlu, sütlü, ekşili, acılı, erişteli, köfteli, etli, sebzeli çorbayı, içindeki malzeme yöreden yöreye mevsimden mevsime değişse de yüzlerce yıldır geleneksel tadıyla soframızdan eksik etmeyiz. En bilinen ve en sık yapılan çorbaların arasında; Şehriye Çorbası, Ezogelin, Süzme Mercimek, Yayla, Tarhana, Domates ve Sebze Çorbası geliyor.
“Türkiye’nin Çorbaları” kitabının tanıtım toplantısında, Gülhan Kara, “Türkiye’nin Pilavları kitabını hazırlarken yaşadığım geçen seneki heyecanı bir kez daha yaşamış olmaktan çok mutluyum” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Çorbalarımızın çeşitliliği, yemek kültürümüzün zenginliğini açıkça ortaya koyuyor. Özgün isimleri, hikâyeleri, sunumları ve lezzetleriyle 7 bölgeden toplam 55 çorbayı pişirip sunumlarını yaparken bir yandan da sizlerin bu tarifleri uygulayabilmeniz için ölçülendirip yazdım. Hiç tatmadığınız ama denediğinizde çok beğeneceğinizi umduğumuz Türkiye’nin Çorbaları arasında Osmanlı dönemi İstanbul saray mutfağından örneklere de yer verdim. Fairy, bir kez daha Türk mutfak kültürünün en önemli değerlerinden biri olan çorbalarımıza sahip çıkarak, bir kitapta toplanması, yazılı kaynak olarak elimizin altında bulunması ve bu geleneksel lezzetlerin unutulmayıp kalıcı olması için destek verdi. Çoğu et suyu, tavuk suyu, tereyağı, meyane, salça kullanılarak hazırlanan çorbaların çıkan yığınla bulaşığına da Fairy yetişti. Her çekim günü sonunda birikmiş ve çekim bitene kadar beklerken kurumuş kirli tencereler, yağ tavaları, çorba kaseleri, kaşıklar, kepçeler, et suyu ölçülmüş yağlı bardaklar! Fairy Platinum sayesinde tertemiz yıkandı. Bakır sahanlarımız, tahta kaşıklarımız ve korunması gereken prodüksiyon malzememiz elde, porselenler, çelik ve camlar bulaşık makinesinde yıkandı. Böylece her seferinde bir sonraki günün çekimleri ne başlarken keyfimiz hep yerindeydi. Türkiye’nin Çorbaları’nı bizlere hediye eden Fairy’ye teşekkürler. Benim keyifle pişirdiğim “Türkiye’nin Çorbaları”nı sevdikleriniz için sizin de aynı keyifle pişirip heyecanla sofralarınızda sunmanız, sonrasında da Fairy Platinum ile zorlu yağları ve bulaşıkları düşünmeden keyifli sofralarda buluşmanın tadını çıkarmanız dileği ile ağız tadınız daim olsun…”Aileniz ile birlikte sizi lezzet yolculuğuna çıkaracak ve Fairy tarafından sosyal medyadaki takipçilerine hediye olarak dağıtılacak olan “Türkiye’nin Çorbaları” kitabına ulaşmak için sosyal medyada Fairy’yi takip etmeniz yeterli. Fairy’nin mutlu aileler için hazırladığı www.everdayme.com.tr/
“Mutlu Mutfaklar” fikri ile yola çıkan ve mutlu sofraların en zorlu bulaşıklarını temizleyen Fairy, bu kez Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara ile birlikte; özgün isimleri, hikâyeleri, sunumları ve lezzetleriyle 7 bölgeden toplam 55 çorba tarifini “Türkiye’nin Çorbaları” kitabında derledi.