Ana Sayfa » Haber Turu » Madrid’den Madrid’e 2.740 Kilometre

Madrid’den Madrid’e 2.740 Kilometre

 

Kış kapıyı çalarken bir Avrupa seyahati fırsatı bulan Deniz ve Başar, 9 günlük rota için Portekiz ve İspanya’yı kapsayan bir çember çizmeye karar verdiler. Çemberi tamamlayıp Türkiye’ye döndüklerinde, ellerinde avuçlarında çok az şey vardı ama tattıkları lezzetler ve gördükleri yerler muhteşemdi. Her seyahat sonrası olduğu gibi bu sayıda da Deniz, yaptıkları kilometrelerin lezzetli anlarını bizlerle paylaşıyor.

 

Seyahatlerimizde araba kiralayıp canımız nereye isterse oraya gitmeyi çok seviyoruz. Bu sefer de Madrid’den başlayıp Avrupa’nın en batısına uzanan, oradan İber Yarımadası’nın güneyinde Endülüs’ün kalbine dokunan ve tekrar Madrid’de son bulan bir rota çizdik. Yol boyunca türlü lezzetler bizi bekliyordu. Her farklı şehirde tattığımız, bizde en çok iz bırakan lezzetleri sizle paylaşmak istiyorum.

 

madridchurro

Madrid’de Churro

Churro (Çurro okunuyor) şerbetsiz tulumba tatlısına benzeyen, çikolata sosuna batırılarak yenilen bir tatlı. Bu tatlıyı şehir merkezinde, her köşe başında bulunan churro tezgahlarında tadabilirsiniz ama daha geleneksel bir deneyim yaşamak isterseniz Madrid’deki tarihi bir churro dükkanı olan “Chocolateria San Gines”i tavsiye ederim. Biz ikisini de denedik. Lezzet olarak fark olduğu söylenemez ama o mekanda churroyu çikolataya bandırmak keyifli bir his. Ağır bir tatlı hissi vermekle birlikte aslında hafif sayılabilecek ve gerçekten denemeye değer bir lezzet.

 

(

Lizbon’da Morina Balığı lizbonmarina

Lizbon’u görmüş herkesin “Mutlaka gidin!” dediği bir yer olan Pasteis De Belem pastanesinde, iki gündür benzinlik, büfe, otel kahvaltısı gibi muhtelif mekanlarda yediklerimizden farklı olmayan, sıradan bir Tarte de Nata tatlısı yedik. “Turist miyiz canım biz?” diye kendimizi tokatlayıp ayılınca gezgin içgüdülerimiz bizi, yan dükkan olan Starbucks’ın İngilizce bilen baristalarına götürdü. Yerel mekan sorduğumuz baristanın bize tarif ettiği yerde hayatımızın en güzel balıklarından birini yedik. Bu balık Portekiz’in meşhur morina (cod) balığıydı. Bu balığın Portekiz’de 400’den fazla yemeğinin yapıldığını duymuştuk. Bir ülke okyanus kıyısındaysa denizden çıkan her şey lezzetli oluyor ama bununla birlikte Portekizliler de deniz ürünlerini pişirmeyi çok iyi biliyorlar.

 

 

 muslumanlokantaGranada’da Müslüman Lokantası

İslam kültürünün Avrupa sınırlarında belki de en yoğun hissedilebileceği yerlerden biri olan Granada’da, Elhamra Sarayı’nı gezdikten sonra akşam yemeği için bir Fas lokantasına gitmeye karar verdik. Sahiplerinin akşam namazı sonrasında açtıkları restoran, bizim gibi bir Türk çift için fazlasıyla tanıdık detaylar içeriyordu. Burada gezimizin ilk kırmızı etini sipariş ettiğimizi fark ettik. Kuru meyvelerle bezeli fırınlanmış kuzu eti ana yemek ve ev yapımı limonata, bize İstanbul’da, tarihi yarımadada olduğumuz hissini verdi. Benim için en dikkat çekici lezzet, tavuk göğsü ve ceviz ezmesiyle doldurulmuş, üzerine bal ve tarçın gezdirilmiş baklava hamuruydu. Tatlı ve tuzlunun hoş bir dengesi olan “Briwat” isimli bu börek türü başlangıç yemeğini önümüzdeki sayılarda sizlere anlatmak istiyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir